Anadolu’da İlk Yerleşmeler

Anadolu, hakkında en erken yerleşme izlerinin bulunduğuna dair bilgilerin olduğu bir coğrafya olup Ön Asya’nın büyük ve önemli bir parçasıdır. Doğuda Van Gölü havzası ve İran’ın bir kısmı, güneyde Mezopotamya’nın Irak ve Suriye’den geçen tabii çizgileri ile tanımlanan bir bölge ve güneyde Akdeniz, batıda Ege Denizi, kuzeyde Marmara ve Karadeniz’le çevrili bir yarımadadır.

Ayrıca ılıman iklim kuşağı içinde Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine iyice yaklaştığı bir noktada ve bir geçit alanında yer aldığından, bu iklim kuşağının çeşitliliklerini de bünyesinde barındırmaktadır. Bu özellikleriyle Anadolu, kıtalar arası köprü başı veya bir kilit noktası özelliği göstermiş ve tarih boyunca hem jeopolitik hem de sosyo-ekonomik bir öneme sahip olmuştur.

Bunun sonucunda da bu topraklar, uygarlığın başlangıcından bu yana kıtalardan gelen sayısız göç ve fetih dalgalarının yaşandığı yerler olmuş ve bölgenin siyasal gelişimini etkilemiştir.

İnsanlığın başlangıcından, günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar olan döneme tarihlenen Paleolitik Dönem’de, Anadolu’nun birçok yerinde avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını sürdüren insan toplulukları, vahşi hayvan ve doğa şartlarından korunmak için dağınık ve seyrek olarak küçük topluluklar hâlinde mağara veya kaya kovuklarında yaşamıştır.

Günümüzden 12.000-10.000 yıl öncesine tarihlenen Mezolitik Dönem’de ise göçebelikten yerleşik düzene doğru bir geçiş yaşanmış ve bu dönemde köy mimarisi tarzında barınma ve korunma gibi ortak bir amaca hizmet eden kalıcı barınaklar yapılmaya başlanmıştır. Dünyada ilk kentleşme hareketinin çekirdeğini de göçebe yaşam tarzından yerleşik düzende yaşama geçişin oluşturduğunu söylemek mümkündür. İlk ve Orta Çağ’da yerleşimlerin oluşum nedenleri genel olarak 5 şekilde sınıflandırılmaktadır. Bunlar;

  1. Sağlığa uygun iklim ve topografya,
  2. Ulaşım kolaylığı,
  3. Su kaynaklarına yakınlık,
  4. Toprağın verimliliği,
  5. Savunma bakımından uygun bir konuma sahip olmasıdır.

(http://web.firat.edu.tr/)

Yorum yapın