Arazi kullanım şekli, çevre açısından büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü plansız ve yanlış arazi kullanımı sonucunda çevreye büyük zararlar verilebilmektedir. Örneğin bitki örtüsünün tahrip edilmesi, tarlaların nadasa bırakılması ve tarlaların eğim yönünde sürülmesi, toprak erozyonuna neden olmaktadır. Bunun sonucunda verimli topraklar yok olmaktadır.
Aynı şekilde verimli tarım alanlarının yerleşme ve sanayi alanı olarak kullanılması, fay hatlarının bulunduğu yerlerde ve akarsu taşkın yataklarında yerleşmelerin kurulması (Fotoğraf 4.30), dere yataklarına çeşitli materyallerin dökülmesi, önemli çevre sorunlarına neden olabilmektedir.
Yanlış arazi kullanımının başlıca nedenleri şunlardır:
- Tarım alanlarının yerleşmeye açılması,
- Tarıma elverişli olmayan alanların tarıma açılması,
- Yerleşmeye elverişli olmayan alanların yerleşmeye açılması,
- Ormanların ve diğer bitki örtüsünün tahrip edilmesi,
- Aşırı ve erken otlatma,
- Yanlış tarım yöntemleri,
- Yolların verimli tarım alanlarından geçirilmesi,
- Çöplerin rastgele arazilere bırakılması,
- Dere yataklarına çeşitli materyallerin dökülmesi,
- Akarsu kenarlarına setler yapılması.
1- Afyonkarahisar’da Arazi Kullanımı
Afyonkarahisar’daki tarım alanlarında, daha çok tahıl yetiştirilmektedir. Devlet denetiminde üretilen haşhaş ve şeker pancarı da burada yetiştirilen başlıca tarım ürünleridir. Bu ürünlerden elde edilen gelir düşüktür. Ayrıca arazinin tarım dışı amaçlarla kullanılması daha çok kazanç getirmektedir. Bu durum, arazinin tarım dışı amaçlarla kullanılmasını gündeme getirmektedir.
Afyonkarahisar’ın eski yerleşim alanı, tepelik yerlerin arasındadır. Şehir, bu eski yerleşim yerlerinin çevresinde gelişmiştir. Şehrin güneyi, yerleşme ve sanayi kuruluşları için elverişlidir. Ancak şehrin kuzeyinden çevre yolu geçmektedir. Afyonkarahisar’ın gelişmesinde, önemli yolların kavşak noktasında bulunmasının büyük bir payı vardır.
Afyon Ovası olarak adlandırılan kuzeydeki bu alan, aynı zamanda tarım açısından verimli bir yerdir. Ulaşım ve altyapı bakımından elverişli olan bu arazi, daha çok sanayi merkezleri ve yerleşme açısından değerlendirilmiştir.
Şehrin kuzeyinde yer alan Ankara kara yolunun her iki tarafında sanayi kuruluşları yer almaktadır. Çimento fabrikası, un, yem, makarna, bira, ayçiçek yağı, kereste ve mermer fabrikaları (Fotoğraf 4.31) ile küçük sanayi kuruluşları, çoğunlukla şehrin kuzeyinde kurulmuştur.
Özellikle mermer fabrikaları, Ankara yolu boyunca geniş bir alana yayılmış durumdadır. Mermer ham maddesi, işlenmiş maddeler ve atıklar, bu alanda verimli arazilerin önemli bir kısmını kaplamıştır. Mermer işlenirken çıkan tozlar, hava kirliliğine neden olmakta, çevredeki bitki ve toprak örtüsü ile su kaynaklarına zarar vermektedir.
Şehrin kuzeyinde yer alan sanayi kuruluşlarından çevreye yayılan gazlar, Afyonkarahisar açısından önemli bir hava kirliliği oluşturmaktadır. Çünkü Afyonkarahisar’da hâkim rüzgâr yönü kuzeydir. Dolayısıyla bu rüzgârlar, sanayi bölgesindeki kirli havayı şehre taşımaktadır. Bu sanayi merkezlerinden çıkan katı ve sıvı atıklar da buradaki verimli arazilere bırakılmaktadır. Özellikle sıvı atıklar, Akarçay’a akıtılmaktadır. Bu atıklar bazen sudaki canlıların ölmesine neden olmaktadır (Fotoğraf 4.32).
Afyonkarahisar’daki verimli arazilerin bir kısmı da termal tesisler ve yerleşim alanı (Fotoğraf 4.33) olarak kullanılmaktadır. Bu durum hem verimli alanların kaybedilmesi hem de ikinci derecede deprem alanında yer alan şehirde deprem açısından önemli bir risk oluşturmaktadır.
2- Avlan Gölü
Avlan Gölü, Antalya’nın güneybatısında, Elmalı Ovası yakınında yer almaktadır. Bu göl, 1975 yılından sonra kurutulmuştur.
Elmalı Ovası ve çevresi, İlk Çağ’dan günümüze kadar yerleşim alanı olarak kullanılmıştır. Bu yerleşim alanlarının önemli su kaynaklarından biri Avlan Gölü’dür.
Bu gölün kurutulmasıyla ilgili proje, 1970’te hazırlanmış, kurutma işlemine 1975’te başlanmış ve bu işlem, 1980’de tamamlanmıştır. Gölün (Fotoğraf 4.34) kurutulmasından sonra çevredeki ılıman iklim koşulları, yerini karasal koşullara bırakmış, çevredeki taban suyu seviyesi düşmüş, yer altı suları azalmıştır.
Bu nedenle tarım alanları için su sıkıntısı baş göstermiş, tarım alanlarında verim düşmüş, ağaçlar kurumaya başlamıştır. Ovaya adını veren ve yöre halkının önemli bir gelir kaynağı olan elma yetiştiriciliği (Fotoğraf 4.35) büyük zarar görmüştür. Gölün kurutulmasına bağlı olarak çoğalan bir zararlı tür, sedir ağaçlarına zarar vererek bu ağaçların kurumasına neden olmuştur.
Oysa bu zararlı, gölün kurutulmadığı dönemde bazı su kuşlarının besin maddesini oluşturduğu için sayıları dengede kalmaktaydı. Gölün kurutulmasıyla birlikte su kuşları bölgeyi terk etmiş, suda yaşayan canlılar yok olmuş, böylece bir ekosistem ortadan kaldırılmıştır.
Yukarıdaki örneklerden de anlaşıldığı gibi arazinin yanlış kullanımı bazen çevrede telafisi olanaksız sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Bu nedenle çevre kullanımında arazi özellikleri göz önüne alınmalıdır. Bu konuda ortaya çıkabilecek çevre sorunları belirlenmeli ve arazi belirli bir planlamaya bağlı olarak kullanılmalıdır.
3- Arazi Kullanımında Planlama İlkeleri
Etkili arazi kullanımı için yapılması gerekenlerin başlıcaları şunlardır:
- Su kaynakları tespit
- Çevrenin iklim koşulları ve hâkim rüzgâr yönü araştırılmalıdır.
- Ekosistemin özellikleri
- Çevredeki beşerî ve ekonomik koşullar
- Yer altı ve yer üstündeki doğal kaynaklar tespit
- Toprak özellikleri
Bu çalışmalar sonucunda çevre duyarlılığı da göz önünde bulundurulmalı ve arazinin alternatif kullanma şekilleriyle ilgili projeler hazırlanmalıdır. Hazırlanan bu projeler içinde doğanın sürdürülebilir kullanımı göz önünde bulundurularak arazinin hangi amaçlarla kullanılacağına karar verilmelidir.