Biyoçeşitliliği Etkileyen Fiziki Faktörler

Canlıların yeryüzüne dağılışını etkileyen fiziki etmenler; iklim, yer şekilleri ve topraktır.

a- İklim

Sıcaklık, yağış, nemlilik ve rüzgâr gibi iklim koşulları canlıların yaşamını doğrudan etkilemektedir. Bunlardan hayati öneme sahip olanlar sıcaklık ve yağıştır.

Yeryüzündeki canlıların yaşayabilecekleri en düşük ve en yüksek sıcaklık değerleri canlı türlerine göre değişmektedir. Örneğin Thermus aquaticus (Termus akuatikus) adlı bakteri, maksimum 79 °C, minimum 40 °C’ta gelişme göstermektedir. Buna karşın kutup ayıları – 50 °C gibi çok düşük sıcaklıklarda yaşamını sürdürebilmektedir.

Her canlı türünün yaşayabileceği uygun bir sıcaklık değeri vardır. Bu değere optimum sıcaklık denir. Örneğin koli basili olarak bilinen bir bakteri türünün yaşayabildiği optimum sıcaklık değeri 37 °C’tur. Bu bakterinin dayanabildiği minimum sıcaklık 4 °C, maksimum sıcaklık ise 44 °C’tur.

Her iklim kuşağına uyum gösterebilen canlı türleri vardır. Ekvatoral bölgedeki canlılar, ortalama    25 °C sıcaklıkta yaşarken kutuplara yakın yerlerde ise 0 °C’taki sıcaklıklarda yaşayabilen canlılar bulunmaktadır. Örneğin aslan, tropikal iklimlere uyum sağlamış bir hayvandır.

Yeryüzündeki bitkilerin büyük bir kısmının büyüme ve gelişme sıcaklığı 7 °C ile 38 °C arasındadır. Hayvanların ise büyük bir kısmı, yaşamlarını 0 °C ile 50 °C arasındaki sıcaklıklarda verimli bir şekilde sürdürmektedir.

İklim elemanlarından biri olan yağış da canlılar için hayati öneme sahiptir. Çünkü yağış, canlıların yaşayabilmesi için gerekli olan suyu sağlar.

Bitkilerin birçoğu, yıllık ortalama 200 mm’nin altında yağış alan yerlerde yaşayamamaktadır. Bu değerin altında yağış alan yerler ise dünyanın en az yağış alan bölgeleridir (Fotoğraf: 1.1). Bir bölgede bitkinin az olması, aynı zamanda otçul hayvanların, dolayısıyla etçil hayvanların az olmasına neden olmaktadır.

Fotoğraf 1.1 Çöller, az yağış aldığı için buralarda yaşayan tür ve canlı sayısı da azdır.
Fotoğraf 1.1 Çöller, az yağış aldığı için buralarda yaşayan tür ve canlı sayısı da azdır.

Bitkiler, su ihtiyaçlarına göre çeşitli gruplara ayrılmaktadır. Bunlar suya yüksek, orta ve düşük derecede ihtiyaç duyan bitkilerdir. Ayrıca bazı bitkiler de suda yaşamaktadır.

Bitkiler, ihtiyaç duydukları suya ulaşamadıkları zaman yaşamlarını sürdüremez. Örneğin orta derecede suya ihtiyaç duyan ve zeytinin yabanisi olan delice (Fotoğraf: 1.2), yıllık ortalama 700800 mm yağış alan yerlerde en verimli şekilde yetişebilmektedir. Yıllık yağış miktarının 400 mm’nin altına düştüğü yerlerde delice bitkisi yetişememektedir. Buna göre yağış, bitkilerin yetişme koşullarını dolayısıyla biyoçeşitliliği de büyük ölçüde etkilemektedir.

Fotoğraf 1.2 Zeytinin yabanisi olan delice, yağışın çok düşük olduğu yerlerde yetişmemektedir.
Fotoğraf 1.2 Zeytinin yabanisi olan delice, yağışın çok düşük olduğu yerlerde yetişmemektedir.

Yağış, aynı zamanda bazı canlıların içinde yaşadığı, bazı canlıların da su ihtiyacını giderdiği akarsu ve göl gibi su kaynaklarını beslemesi bakımından da önem taşımaktadır.

Canlıların yaşam faaliyetleri üzerinde etkili olan etmenlerden biri de ışıktır. Canlılar için ışığın süresi ve şiddeti çok önemlidir.

Bitkilerin fotosentez yapması güneş ışınlarına bağlıdır. Çünkü belirli bir düzeye kadar ışığın şiddeti arttıkça fotosentez hızı da artmaktadır.

Canlıların bir kısmı da güneş ışınlarını doğrudan görmeyen, dağılan ışınların aydınlattığı yerlerde yaşar. Örneğin kahve ağacı, yüksek boylu ağaçların gölgesinde yaşamaktadır.

Suda yaşayan canlılar da ışığa göre üç gruba ayrılmaktadır: ışıklı, orta derecede ışıklı ve karanlık ortamda yaşayanlar. Bu canlıların büyük bir çoğunluğunu ışıklı ortamda yaşayanlar oluşturur. Bu nedenle suların, balık vb. bakımından ekonomik değeri en yüksek olan kesimi, ışıklı olan üst kısmıdır.

b- Kara ve Denizlerin Dağılışı, Yer Şekilleri

Yeryüzündeki canlıların dağılışını etkileyen etmenlerden biri de yer şekilleridir.

Kara ve denizlerin dağılışı, canlı dağılışını belirleyen etmenlerden biridir. Özellikle kıyı çizgileri, su ve kara canlıları için birer sınırdır. Kıyılar, aynı zamanda hem karada hem de suda yaşayan canlıların önemli yaşam alanıdır. Örneğin bazı kaplumbağa türleri hem suda hem de karada yaşamaktadır.

Canlı dağılışını etkileyen etmenlerden biri de yüksekliği fazla olan sıradağlardır. Bu tür dağlar, bazı canlı türlerinin göçünü ve yayılmasını engeller. Örneğin Himalaya Dağları (Fotoğraf: 1.3), kuzeyinde ve güneyinde yaşayan canlıların yayılmalarını sınırlandıran önemli bir engeldir.

Fotoğraf 1.3 Himalaya Dağları, canlıların yayılmasını engelleyen önemli bir doğal etmendir.
Fotoğraf 1.3 Himalaya Dağları, canlıların yayılmasını engelleyen önemli bir doğal etmendir.

Dağlar, iklimi etkilediği için de canlıların dağılışında önemli bir etmendir. Örneğin kıyı gerisinde yükselen sıradağlar, deniz etkisinin iç kesimlere geçmesini engellediğinden iklim, dolayısıyla bitki örtüsü ve hayvan toplulukları bakımından kıyı ile iç kesimler arasında farklılıklara neden olmaktadır.

Yer şekillerinden dolayı dağların güney ve kuzey yamaçları farklı  oranlarda  güneş  enerjisi almaktadır. Dönenceler dışında Kuzey Yarım Küre’de güney, Güney Yarım Küre’de ise kuzey yamaçlar daha sıcak ve ışıklıdır. Bu durum kuzey ve güney yamaçlardaki canlı türlerinin farklılığına neden olmaktadır.

Yükseklere çıkıldıkça sıcaklık azaldığından dağların yamaçlarında yaşayan canlı türleri de değişmektedir. Örneğin Karadeniz’in kıyı kesiminde geniş yapraklı ağaçlar yaygın iken yükseklere çıkıldıkça sırasıyla karma ormanlar (Fotoğraf: 1.4), iğne yapraklı ormanlar ile çayırlar yer almaktadır. Dolayısıyla her yükseklik basamağında yaşayan bitki türleri farklıdır.

Fotoğraf 1.4 Karadeniz kıyılarının orta yükseklikteki yerlerinde karma ormanlar yaygındır.
Fotoğraf 1.4 Karadeniz kıyılarının orta yükseklikteki yerlerinde karma ormanlar yaygındır.

Yer şekillerinin engebe derecesi, toprak oluşumunu ve toprağın kalınlığını dolayısıyla bitki ve hayvanların yaşam alanlarını etkilemektedir. Çok eğimli yüzeylerde toprak oluşamadığı için böyle yerlerde bitki tutunamamakta ve canlı çeşitliliği az olmaktadır.

c- Toprak

Toprak, birçok canlının yaşam alanıdır. Özellikle bitkiler (Fotoğraf: 1.5) yaşamları için gerekli olan mineralleri topraktan alır. Bu nedenle toprağın özellikleri, bitkiler açısından önem taşır.

Fotoğraf 1.5 Bitkiler, gerekli mineralleri topraktan almaktadır.
Fotoğraf 1.5 Bitkiler, gerekli mineralleri topraktan almaktadır.

Topraklardan bazıları ağır bünyelidir. Kil oranı fazla olan bu toprakların içinde su dolaşımı zordur. Hafif bünyeli olarak nitelendirilen kumlu topraklar ise sızdırdıkları için suyu tutamaz. Buna göre bitkiler için en uygun topraklar, suyu kısmen geçiren ve içinde su dolaşımına olanak tanıyan topraklardır.

Toprak, içerdiği organik ve inorganik mineraller bakımından da farklılık gösterir. Mineral bakımından zengin olan topraklar, bitki yaşamı açısından daha elverişlidir. Bitkilerin kolay yetişebildiği topraklar, aynı zamanda bitkilerle beslenen canlıların da fazla olduğu topraklardır.

Bazı canlılar, yuvalarını toprak içinde yapar ve orada yaşar (Fotoğraf: 1.6). Bu nedenle toprak içindeki havanın ve toprağın ısısı bu tür canlılar için önem taşır. Örneğin yılan, karınca, köstebek, kirpi, solucan, kunduz ve birçok böcek türü toprak içinde yaşamaktadır. Ayrıca toprakta çok sayıda mikroorganizma bulunmaktadır. Bu mikroorganizmalar ve bakteriler bitkisel ve hayvansal atıkları ayrıştırarak kullanılabilecek duruma getirir.

Fotoğraf 1.6 Bazı canlılar toprak içinde yaşar.
Fotoğraf 1.6 Bazı canlılar toprak içinde yaşar.

Buna göre biyoçeşitlilik bakımından toprak çok önemlidir. Toprağın bu önemi iki yönlüdür. Birincisi toprağın kendisi birçok canlıya yaşam alanı oluşturduğu için başlı başına bir ekosistemdir. İkincisi, toprak üzerinde yaşayan otçulların besin kaynağı olan bitkilerin yaşam alanı olmasından dolayı toprak örtüsü önem taşımaktadır.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Bir gram toprakta;

  • Yüz milyon ile bir milyar arasında bakteri,
  • Yüz bin ile bir milyon arasında mantar,
  • Bin ile bir milyon arasında yosun ve siyano bakteri,
  • Bin ile yüz bin arasında tek hücreli canlı bulunmaktadır.

(http://organiclifestyles.tamu.edu)

Yorum yapın