Yeryüzünde kara yolundan sonra kullanılan ulaşım ağı deniz yoludur. Tarihte deniz ulaşımı bakımından gelişmiş ilk uygarlık Fenikelilerdir. Daha sonra Yunanlılar, Romalılar, Portekizliler, Cenevizliler ve Venedikliler bu alanda isim yapmış uygarlıklardır. Orta Çağ’da İspanyollar ve Portekizlilerin denizlerdeki egemenliği dikkati çekmektedir.
Deniz ulaşımı uzun bir süre kıyılarda gerçekleşmiştir. Açık denizlerde ulaşım 15. yüzyıldan sonra başlamıştır. Pusulanın keşfi, gemicilik, astronomi ve haritacılıktaki gelişmeler deniz ulaşımında önemli bir çığır açmıştır. Sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmelere bağlı olarak deniz ulaşımı 19. yüzyıldan sonra yeni bir sürece girmiştir.
Çok büyük gemilerin üretilmesi ve enerji kaynağı olarak nükleer maddelerin kullanılması, deniz ulaşımını büyük ölçüde geliştirmiştir. Günümüzde uluslararası ticarette daha çok deniz yolu kullanılmaktadır (Fotoğraf 3.4, Harita 3.1). Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
- Az miktarda yakıtla, çok yükün uzak mesafelere taşınabilmesi.
- Yol yapımı ve bakımı için harcama yapılmaması.
- Yol güzergâhında değişiklik yapılabilmesi.
Uluslararası deniz yolu taşımacılığı daha çok yük taşımaya yöneliktir. Gemilerin bazıları özel yükler taşımak için düzenlenmiştir. Bunların başında petrol taşıyan çok büyük tankerler gelmektedir. Bu tankerler temizlenerek başka yükler için de kullanılabilmektedir. Ayrıca bazı gıda maddeleri, soğutma sistemi bulunan özel gemilerle taşınmaktadır.
Yeryüzünde deniz yolu taşımacılığının büyük bir kısmı, Kuzey Yarım Küre’nin orta kuşağında yoğunlaşmıştır. Bunun nedenleri önemli sanayi ve ticaret merkezleri ile yoğun nüfuslu yerleşim birimlerinin bu alanda bulunmasıdır. Batı Avrupa ile Kuzey Amerika arasındaki yük ve yolcu taşımacılığı diğer deniz yollarına göre daha fazladır. Her iki kıtanın yeryüzünün en önemli sanayi, ticaret ve tüketim merkezlerine sahip olması bunun başlıca nedenidir. Yeryüzünde deniz yoluyla taşınan yüklerin yarısı, yolcuların ise yarıdan fazlası bu doğrultuda taşınır.
Atlas Okyanusu’nun kuzeyindeki yoldan sonra en önemli yol Akdeniz ile Hint Okyanusu arasındaki yoldur. Orta Doğu petrollerinin dünyaya dağıtılması, Güneydoğu Asya’daki tarım ürünlerinin batıya, batıdaki sanayi ürünlerinin doğuya aktarılmasında bu yolun önemi büyüktür. Süveyş Kanalı, bu doğrultudaki en önemli geçittir. Bu kanaldan önce Güney Afrika’da Ümit Burnu’nu dolaşan deniz yolu, su kanalının açılmasıyla önemini yitirmiş, Avrupa ile Güneydoğu Asya arasındaki deniz yolu çok kısalmıştır.
Petrol taşımacılığında büyük bir öneme sahip olan Hürmüz Boğazı, bu doğrultuda deniz yolu trafiğinin yoğun olduğu yerlerdendir. Aynı doğrultudaki deniz yolu trafiğinin yoğunluk gösterdiği yerler arasında Babülmendep ve Malakka boğazları da yer almaktadır.
Deniz yolu trafiğinin yoğun olduğu doğrultulardan biri de Avrupa ve Doğu Amerika ile Batı Amerika arasındadır. 1914’te Panama Kanalı’nın (Fotoğraf 3.5) açılmasıyla birlikte Güney Amerika’nın güneyinde yer alan Macellan Boğazı önemini yitirmiştir.
Uluslararası öneme sahip deniz geçitlerinden biri de yapım aşamasına gelmiş Kanal İstanbul Projesi’dir. 2011 yılında tasarlanan ve “Çılgın Proje” olarak tanımlanan bu kanal, Karadeniz ve Marmara’yı birleştirecek. Kanalın 400 metre genişliğinde, 43 kilometre uzunluğunda ve 25 metre derinliğinde olması tasarlanmıştır. Büyük gemilerin geçişine olanak tanıyacak olan bu deniz geçidi, Karadeniz ile diğer denizler arasındaki deniz ulaşımını büyük ölçüde rahatlatacaktır. Bu kanal ayrıca ülkemizin bölgesel ve küresel ölçekteki jeopolitik önemini artıracaktır.
>> Yeryüzündeki Başlıca Boğazlar ve Kanallar Hangileridir? (Okumak için tıklayın)