Nüfusun özelliklerini; nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılışı, okuryazar oranı; aktif nüfusun çalıştığı iş kollarına göre dağılışı ve nüfus artış hızı ile nüfusun kır ve kente göre dağılışı oluşturur. Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin ölçütlerinden biri nüfusun nitelikleridir.
Nüfusun yaş gruplarına ayrılmasında birçok ölçüt kullanılır fakat en yaygın kullanılanı üç ana yaş grubudur. Buna göre 0 14 çocuk, 15 64 çalışma çağındaki nüfus ve 65 yaş ve üzerindeki nüfus yaşlı nüfus olarak kabul edilir (Fotoğraf 2.3).
Birleşmiş Milletler verilerine göre 2016 yılında dünya nüfusunun dörtte birinden biraz fazlası (%26) 0-14 yaş grubunda bulunmaktadır. 15 ile 64 yaş arasındaki grup dünya nüfusunun %61’idir. Dünyamızdaki yaşlı nüfus oranı ise %13’tür (Grafik 2.1).
Gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfus oranı fazla, çocuk nüfus oranı azdır. Gelişmişte olan ülkelerde ise çocuk nüfus oranı fazla yaşlı nüfus oranı azdır. Örneğin 2016 yılında Nijerya’da 0-14 yaş grubunda bulunan nüfus %44, 15-64 yaş arasındaki nüfus oranı %53, 65 ve daha yaşlıların oranı %3’tür. Almanya’da ise 0-14 yaş grubunda bulunanlar %13, 15-64 grubunda bulunanlar %66, 65 ve daha yaşlı olanların oranı ise %21’dir.
Dünya genelinde kadın ve erkek nüfusu birbirine yakındır. Dünya nüfusunun %50,4’ü erkek, %49,6’sı kadındır. Kadınların ortalama yaşam süresi uzun olduğundan yaşlı nüfus içinde kadınların oranı fazladır. Göç gönderen ülkelerin çoğunda, göç edenlerin önemli bir kısmını erkekler oluşturduğundan bu tür ülkelerde kadın nüfus oranı fazladır. Yakın zamanda savaş yaşamış ülkelerde de kadın nüfus oranı fazladır.
Gelişmiş ülkelerde okuryazar oranı yüksek, lise ve üniversite mezunlarının oranı fazladır. Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde ise okuryazar oranı düşüktür. Nüfusun okuryazarlık oranı ile eğitim durumu da ülkelerin kalkınmasında ve eğitimle ilgili yatırımların planlanmasında önem taşımaktadır. UNESCO’nun 2016 verilerine göre dünya nüfusunun %86’sı okuryazardır (Grafik 2.2). Dünya genelinde okuryazar erkeklerin oranı fazladır. Okuryazar erkeklerin oranı %89 iken kadınlarda bu oran %81’dir. Okuryazar olmayanların büyük bir kısmı Afrika, Doğu Asya, Arabistan Yarımadası ve Büyük Okyanus’taki adalarda yaşamaktadırlar.
15 ile 64 yaş arasındaki nüfusa çalışma çağındaki nüfus denir. Çağışma çağında olup herhangi bir iş kolunda çalışanlar aktif nüfus olarak ifade edilir. Aktif nüfusun çalıştığı başlıca iş kolları tarım, sanayi ve hizmet sektörüdür. Gelişmiş ülkelerde sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların oranı, az gelişmiş ülkelerde ise tarım sektöründe çalışanların oranı fazladır. Nüfus sayımları sonucu elde edilen bu veriler ülkelerin tarım, sanayi ve hizmet sektörlerine yönelik politikalarının belirlenmesinde yol gösterici olmaktadır.
Nüfusun kır ve kente göre dağılımı da ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değişmektedir. Gelişmiş ülkelerde nüfusun önemli bir kısmı kentlerde yaşarken az gelişmiş ülkelerde kırsal kesimde yaşayanların oranı fazladır. Bu durumda kentlerdeki sanayileşme ve kırdan kente göçlerin önemi büyüktür. Dünya nüfusunun %46’sı kırsal (Fotoğraf 2.4), %54’ü kentli nüfustur (2017). Kent nüfusunun en fazla olduğu kıta Kuzey Amerika (%81), en az olduğu kıta Afrika’dır (%41). Kır ve kent nüfusu da gelişmişlik düzeyine göre değişmektedir. Gelişmiş ülkelerde kır nüfusu düşüktür. Örneğin Almanya’da kırsal nüfus oranı %24 iken bu oran Nijerya’da %51’dir.
Nüfusun niteliklerinden biri de yıllık nüfus artış hızıdır. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre 2016 yılında dünyadaki yıllık nüfus artış hızı binde 11 olarak gerçekleşmiştir.
Yıllık nüfus artış hızı ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değişmektedir (Tablo 2.1). Gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızı düşük iken az gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızı yüksektir.
Nüfus artış hızının düşük olması, çocuk ve genç nüfus oranının düşmesine, yaşlı nüfus oranının artmasına neden olur. Bu durumda yaşlı bağımlı nüfus oranı artarken üretici güç olan genç nüfus oranı azalır. Nüfus artış hızının eksi değerde olması ise ülke nüfusunun azalmasına neden olur.
Gelişmiş ülkelerde üretici nüfus olan genç nüfusa ihtiyaç daha fazla olduğundan bu ihtiyaç, göçlerle karşılanmaya çalışılmaktadır. Göçler ise ülkelerde sosyal ve kültürel birçok soruna neden olmaktadır.
Nüfus artış hızının yüksek olması, az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde görülen bir sorundur. Bu tür ülkelerde kalkınma hızı düşük, işsizlik ve bağımlı nüfus oranı yüksektir. Nüfusun hızla artması, kalkınma hızını düşürmekte, bağımlı nüfus ve işsizlik oranını artırmaktadır. Bu tür ülkelerde üretici genç nüfus oranı fazladır ancak ülkelerin kalkınmasında önemli bir rol oynayan nitelikli iş gücü oranı düşüktür. Bu nedenle ülkeler, kalkınmalarında önemli bir rol oynayan nitelikli iş gücünün artmasına önem vermekte ve yurt dışına gerçekleşen beyin göçünün engellenmesine diğer bir deyimle nitelikli iş gücünün yitirilmemesine önem vermektedirler.
Günümüzde insan gücünün öneminin yanı sıra bu gücün bilgisi ve deneyimi de önem kazanmakta dır. Çünkü ülkelerin kalkınmasında bilgi birikiminin ve deneyimin önemi fazladır. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde teknik bilginin ve deneyimin önemi çoktur. Bu nedenle nitelikli iş gücü (Fotoğraf 2.5) ülkelerin kalkınmasında anahtar rolü oynamaktadır. Gelişmiş ülkelerde nitelikli iş gücünün oranı, diğer ülkelere göre fazladır.