Okyanuslar ve Denizler

Yeryüzünün %71’ini denizler ve okyanuslar oluşturmaktadır. Deniz ve okyanusların yarım kürelere göre dağılışı da farklılık gösterir. Deniz ve okyanusların Güney Yarım Küre’de kapladığı alan Kuzey Yarım Küre’ye göre daha fazladır. Bu nedenle Güney Yarım Küre’ye denizler yarım küresi de denir (Grafik 1.3, Harita 1.18).

Okyanusların yarısından fazlasını Asya ve Okyanusya kıtaları ile Amerika Kıtası arasında uzanan Büyük Okyanus (Pasifik) oluşturmaktadır. Atlas Okyanusu (Atlantik), Amerika Kıtası ile Avrupa ve Afrika kıtaları arasında yer alır. Hint Okyanusu ise Asya, Afrika ve Okyanusya kıtaları arasındadır.

Grafik 1.3 Okyanus ve denizlerin oranı (www.enotes.com)
Grafik 1.3 Okyanus ve denizlerin oranı (www.enotes.com)

Okyanuslar, kapladıkları alanın büyüklüğü ve derinliklerinin fazla olmasıyla denizlerden ayrılır.

Okyanuslardaki tuzluluk oranı ortalama %0,35’tir. Bu değer %0,33 ile %0,37 arasında değişir.

Harita 1.18 Okyanuslar ve bazı denizler
Harita 1.18 Okyanuslar ve bazı denizler

Denizler, koy ve körfezlerle karaların iç kısımlarına kadar sokulmuş su kütleleridir. Denizlerdeki tuzluluk oranı enleme göre önemli değişiklikler gösterir. Buharlaşma miktarının az olması ve denize dökülen akarsulardan dolayı Baltık Denizi’nin bazı yerlerinde tuzluluk oranı %0,1’e kadar düşmektedir. Az yağış alması, akarsuların dökülmemesi ve buharlaşmadan dolayı tuzluluk oranının en fazla olduğu deniz Kızıldeniz’dir (%0,43).

Denizlerdeki sıcaklık değeri de enleme göre farklılıklar gösterir. Örneğin Kızıldeniz’in ortalama sıcaklığı 30°C iken bu değer Baltık Denizi’nde 6°C civarındadır. 1970 ile 2017 yılları arasındaki ortalamalara göre Akdeniz kıyılarındaki sıcaklık 21°C civarında iken bu değer Karadeniz kıyılarında 16°C civarındadır.

Şekil 1.20 Su döngüsü
Şekil 1.20 Su döngüsü

Yeryüzündeki sular, atmosferdeki olaylar sayesinde sürekli bir dolaşım içindedir. Okyanuslar, denizler, göller ve diğer su kaynaklarından buharlaşarak ve canlıların terlemesiyle atmosfere geçen sular, belirli koşullarda yoğuşarak kar ya da yağmur olarak yeryüzüne düşer. Yağışla karalara düşen suların bir kısmı yer altına sızar, bir kısmı da akarsulara katılarak tekrar okyanus, deniz ve göllere geri döner. Suyun bu dolaşımına su döngüsü denir (Şekil 1.20).

HİDROLOJİK DÖNGÜ

Yağmur ve bulutlar arasındaki bağlantı bilinen bir gerçektir. Ancak ilk planda yağmur ve karın yağması için gereken nem nereden kaynaklanır? Yeryüzündeki bütün suların %97’si okyanuslarda olduğuna göre okyanusların yağmurun kesin kaynağı olduğunu düşünürüz. Gerçekte sular, okyanuslardan başlayıp atmosfere, atmosferden kıtalara ve sonra yeniden okyanusa dönen sürekli bir döngü içinde yer alır. Bu hidrolojik döngü, güneş ışığından güç alır ve su, yüzey koşullarında kolayca sıvı hâlden gaza (su buharı) dönüşür. Atmosfere giren bütün suların yaklaşık %85’ini oluşturan okyanuslardan yıllık olarak buharlaşan su miktarı tüm okyanusların üzerinde bir m kalınlıkta bir su tabakası oluşturacak hacimdedir. Geriye kalan

%15 ise karadaki suların buharlaşmasından gelmekle birlikte ana kaynağı okyanuslardır. Kaynağından bağımsız olarak su buharı, karmaşık bulut oluşumu ve yoğuşma işlemlerinin meydana geldiği atmosfere doğru yükselir. Hidroloji döngüsünün buharlaşma, yoğuşma ve yağış şeklinde üç aşamalı bir süreçle sınırlı olduğu durumda dünyadaki yağışların %80 kadarı doğrudan okyanuslara düşer. Tüm yağışların yaklaşık

%20’si ise yağmur ve kar olarak karaya düşer. Bu durumda hidroloji döngüsü buharlaşma, yoğunlaşma, su buharının okyanuslardan karaya taşınması, yağış ve yüzeysel akış olmak üzere daha karmaşıktır. Yağışın bir kısmı daha düşerken buharlaşıp döngüye yeniden girerken karalara düşen yağışın yaklaşık

36.000 km3lük kısmı ise ırmaklar ve nehirlerin yüzeysel akışı ile okyanuslara geri döner. Bütün yağışların gene de tümü okyanuslara geri dönemez. Bazısı geçici olarak göller, bataklıklar, kar alanları ve buzullarda depolanır ya da yer altı suyu sistemine girdiği yüzey altına sızar. Bu sular binlerce yıl boyunca buralarda kalabilir ama sonunda buzullar erimekte, göller ve yer altı suları, akarsuları beslemekte ve böylece bu sular da okyanuslara geri dönmektedir. Bitkilerin kullandığı sular da terleme olarak bilinen bir süreç ile buharlaşarak atmosfere döner. Kısacası okyanuslardan gelen tüm sular sonunda okyanuslara geri dönmekte ve böylece hidroloji döngüsü yeniden başlamaktadır.

Kadir Dirik, Ders Notları (http://yunus.hacettepe.edu.tr)

Yeryüzündeki Sular

Yorum yapın