Sanayileşme, şehirleşme, artan nüfus ve ulaşım gibi birçok alandaki gelişmelere bağlı olarak ülkemizdeki enerji tüketimi sürekli artmaktadır. Bu tüketimi karşılamak için yerli kaynaklar yeterli düzeyde değildir. Bu nedenle petrol, doğal gaz ve taş kömürü ithalatında ödenen miktarlar, toplam ithalat içinde önemli bir yere sahiptir.
Ülkemizde en çok tüketilen enerji kaynakları fosil yakıtlar olan petrol, doğal gaz ve kömürdür. Buna karşın tükenmeyen doğal kaynaklar olan hidrolik, rüzgâr ve güneş enerjisinden yararlanma ise henüz istenen düzeyde değildir.
Ülkemizdeki başlıca enerji kaynakları petrol, linyit, taş kömürü, doğal gaz, hidrolik enerji, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, güneş enerjisi ve biyokütle enerjisidir (Şema 2.5).

1- Taş Kömürü
Türkiye’nin taş kömürü (Fotoğraf 2.133) yatakları Batı Karadeniz’de yer almaktadır. Zonguldak ile Kastamonu’nun İnebolu ilçesi arasındaki bölge, taş kömürü yataklarının bulunduğu alandır.
Bu yörede çıkarılan kömürün bir kısmı Ereğli ve Karabük demir çelik fabrikalarında enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Taş kömürünün bir kısmından Çatalağzı Termik Santralinde elektrik enerjisi üretiminde, bir kısmından da meskenlerin ısıtılmasında yararlanılmaktadır. Ülkemizde taş kömürü ihtiyacının bir kısmı ithalatla karşılanmaktadır.

2- Linyit
Türkiye linyit (Fotoğraf 2.134) yatakları bakımından zengin bir ülkedir (Harita 2.40). Bu nedenle linyit tüketimi ülke içindeki üretimden karşılanabilmektedir. Linyit yataklarının başlıcaları Yatağan (Muğla), Soma (Manisa), Tavşanlı, Tunçbilek, Seyitömer (Kütahya), Nallıhan (Ankara), Dodurga (Çorum), Çeltek (Amasya), Aşkale (Erzurum), Kangal (Sivas), Orhaneli (Bursa), Çan (Çanakkale) ve Afşin-Elbistan’da (Kah-ramanmaraş) bulunmaktadır.
Linyitten elektrik enerjisi elde edilen termik santrallerin başlıcaları Yatağan, Soma, Tavşanlı, Tunçbilek, Çayırhan ve Afşin-Elbistan’dır. Günümüzde elektrik enerjisi üretiminde en yüksek pay kömüre aittir.


3- Petrol
Türkiye’de ilk petrol yatağı 1940’ta Raman Dağı’nda bulunmuştur. Sonraki süreçte bulunan petrol yataklarının sayısı artmıştır. Adıyaman, Diyarbakır, Batman ve Siirt petrol yataklarının bulunduğu illerdir.
Ülkemizdeki petrol üretimi (Fotoğraf 2.135), tüketimin %10’undan azdır. Bu nedenle tüketimin önemli bir kısmı ithal edilmektedir. Irak, İran, Suudi Arabistan, Nijerya ve Kazakistan Türkiye’nin petrol ithal ettiği ülkelerin başlıcalarıdır. Petrolün işlendiği rafineriler ise Batman, İzmir (Aliağa), İzmit (Tüpraş) ve Kırıkkale’de (Orta Anadolu) bulunmaktadır.

4- Doğal Gaz
Ülkemizde doğal gaz yatakları sınırlıdır. Doğal gaz yatakları Hamitabat (Kırklareli) ve Mardin’de bulunmaktadır. Üretilen doğal gaz, tüketimin yaklaşık %2’sini karşılamaktadır. Türkiye’nin birçok ilinde meskenlerin ısıtılmasında doğal gaz kullanılmaktadır. Ayrıca birçok şehirdeki doğal gaz çevrim santrallerinde doğal gazdan elektrik enerjisi elde edilmektedir. Öyle ki ülkemizin elektrik enerjisi üretiminin %37’si doğal gazdan elde edilmektedir (Grafik 2.42).
Türkiye doğal gaz ihtiyacını Rusya, İran, Azerbaycan, Cezayir ve Nijerya’dan karşılamaktadır (Grafik 2.43).

5- Hidrolik Enerji
Türkiye, hidrolik enerji potansiyeli (Grafik 2.44) yönünden Avrupa kıtasında Norveç’ten sonra ikinci sırada yer almaktadır. Çok sayıda akarsuya sahip olması, ortalama yükseltisinin fazla olması, akarsuların önemli bir kısmının derin vadilerden akması, ülkemizin hidrolik enerji potansiyelini (Fotoğraf 2.136) artırmıştır. Ülkemizin bu potansiyelinin sınırlı bir kısmı kullanılmaktadır.


6- Rüzgâr Enerjisi
Türkiye, rüzgâr gücü bakımından önemli bir potansiyele sahiptir (Tablo 2.13). Rüzgâr gücünden (Fotoğraf 2.137) yararlanmak, rüzgârın hızına ve sürekliliğine bağlıdır. Bu bakımdan Ege ve Marmara, bölgeleri en iyi rüzgâr potansiyeline sahip yerlerdir. Ülkemizin rüzgâr enerji potansiyelini belirlemek için Elektrik İşleri Etüt İdaresi bir çalışma yapmış, bunun sonucunda bir çizelge hazırlamıştır.
Ülkemizde ticari amaçla ilk rüzgâr santrali, 1998’de İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı’da kurulmuştur. Günümüzde birçok yerde rüzgâr enerji santralleri kurulmuş ve rüzgârdan elde edilen elektrik enerjisinin payı artmıştır. İzmir, Muğla, Aydın, Manisa, Çanakkale, Balıkesir, İstanbul, Osmaniye ve Hatay rüzgâr santrallerinin bulunduğu başlıca yerlerdir.

7- Jeotermal Enerji
Jeotermal enerji, yerin derinliklerinden gelen sıcak su ve su buharını ifade etmektedir. İlk Çağ’dan beri temizlik ve sağlık amacıyla yararlanılan bu kaynak, günümüzde meskenlerin ve seraların ısıtılması amacıyla ayrıca elektrik enerjisi elde etmek için de kullanılmaktadır.
Çok sayıda aktif fay hattının bulunduğu ülkemizde, çok sayıda sıcak su kaynağı bulunmaktadır. MTA’nın yaptığı çalışmaya göre ülkemizde 198 tane jeotermal alan belirlenmiştir (Harita 2.41).

Ülkemizdeki jeotermal alanların büyük bir kısmı Batı Anadolu’da yer almaktadır (Grafik 2.45). Batı Anadolu’yu jeotermal potansiyeli bakımından İç Anadolu ve Marmara bölgeleri izler.
Ülkemizde işletmeye açılan ilk jeotermal san tral, 1984’te hizmete giren Denizli Kızıldere-Sarayköy santralidir. Aydın Salavatlı, Hıdırbeyli ve Germencik, Çanakkale Tuzla hizmete açılmış diğer jeotermal santrallerdir.

8- Güneş Enerjisi
Tükenmeyen enerji kaynaklarından biri olan güneş enerjisinden (Fotoğraf 2.138) ısıtma ve elektrik enerjisi üretmek amacıyla yararlanılmaktadır. Ülkemizin yıllık ortalama güneşlenme süresi 2.741 saat veya günlük 7,5 saattir. Ülkemizde güneş enerjisi potansiyeli en yüksek yerler, Güneydoğu Anadolu ile Akdeniz ve Ege’nin kıyı kesimidir. Güneşlenme süresi en az olan yer Karadeniz kıyılarıdır.
Ülkemizde güneş enerjisinden sıcak su elde etmek amacıyla da yararlanılmaktadır.
2017 yılında ülkemizdeki 3.616 adet güneş enerjisi santralinden toplam elektrik enerjisi üretimimizin %0,9’u karşılanmıştır.

9- Biyokütle Enerjisi
Biyokütle enerjisi, bitkisel ve hayvansal kökenli maddelerden elde edilmektedir. Saman, mısır koçanı, pamuk atıkları, odun ve evsel atıklar ile hayvansal atıklar, biyokütle enerjisinin başlıca kaynaklarıdır.
Klasik biyokütle enerjisinden yararlanma odun, bitkisel ve hayvansal atıkların doğrudan yakılması şeklindedir. Modern anlamda biyokütle enerjisinden yararlanma ise biyogaz ve biyodizel gibi ürünler elde etme şeklindedir.
Biyodizel elde etmek için kolza, ayçiçeği, soya, aspir gibi yağlı tohumlar ve hayvansal yağlar ile mısır, buğday ve şeker pancarı gibi ürünlerden yararlanılır.
Biyogaz için hayvansal, bitkisel ve şehir atıklarından yararlanılmaktadır. Örneğin Ankara Mamak çöplüğünden (Fotoğraf 2.139) elde edilen biyogazla elektrik enerjisi üretilmekte ve burada kurulmuş olan seralar ısıtılmaktadır. Eskişehir, Antalya, İstanbul, Samsun ve Mersin biyokütle santrallerinin bulunduğu şehirlerimizin başlıcalarıdır.
