İnsanın yaşamını sürdürebilmesi, belirli ihtiyaçlarını gidermesine bağlıdır. Bu ihtiyaçların başında beslenme, giyinme ve barınma gelir. Avcılık ve toplayıcılıkla geçinen ve göçebe yaşayan insanlar, doğada hazır bulunan bitkilerle ve avladıkları hayvanlarla besleniyor ve doğal barınaklarda yaşıyorlardı.
Neolitik Dönem’de insan, doğal gözlemleri ve deneme yanılma yoluyla edindiği bilgisini emeğiyle birleştirdi, toprağı kullanarak ürün elde etti. Buna göre üretim (Fotoğraf 2.39), bilgi ve iş gücünü kullanarak, emek verip veya bir sermayeyi harcayarak karşılığında ürün elde etme etkinliğidir.
Üretim sonucunda elde edilen ürün bazen doğrudan tüketilir: Sebze ve meyveler gibi. Elde edilen ürünler, bazen yeni bir ürünün elde edilmesinde ham madde olarak kullanılır. Örneğin tarladan elde edilen pamuk, kumaş ve giysi üretiminde ham madde olarak kullanılır.
İnsanların ilk üretime başladıkları dönemde, elde ettikleri ürünler sınırlıydı ve ihtiyacı ancak karşılayabiliyordu. Üretim araçlarının gelişmesine bağlı olarak üretim miktarı arttı ve ihtiyaç fazlası ortaya çıktı. Bu durum, üretilenlerin bir kısmının satılmasına yani ticaretin ortaya çıkmasına neden oldu. Ticaret ise üretici ile tüketici arasında bir bağ oluşturdu. Bu bağ dağıtım ağı, diğer bir deyimle ulaşım hizmetleri sayesinde gelişti. Böylece elde edilen ürünler çeşitli yerlere dağıtılmaya başlandı.
İnsanlar, çeşitli şekillerde elde ettikle ri mal ve hizmetleri ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kullanırlar. İnsanın bu etkinliğine ise tüketim denir. Üretilenlerin tüketiciye ulaştırılması üretim, dağıtım ve tüketim ağını oluşturmaktadır (Fotoğraf 2.40).
İnsanların üretim, dağıtım ve tüketim etkinliklerine kısaca ekonomi denir. Ekonomiyi diğer bir deyimle üretim, dağıtım ve tüketimi etkileyen etmenler doğal ve beşerî olmak üzere ikiye ayrılır (Şema 2.1).
Üretim, dağıtım ve tüketimi etkileyen doğal etmenlerin başlıcaları coğrafi konum, yer şekilleri, iklim, bitki örtüsü, su kaynakları ve jeolojik yapıdır.
a) Coğrafi Konum
Coğrafi konum öncelikle iklim ve bitki örtüsünü etkiler. Örneğin buzullarla kaplı olan kutuplar tarım ve hayvancılık gibi ekonomik etkinlikleri olanaksız kılmaktadır. Sıcaklık ve nemin sürekli yüksek olduğu, çok sık bir orman örtüsünün bulunduğu ekvatoral bölge ise yaşamaya ve tarıma az elverişlidir. Buna karşın ılıman iklimlerin egemen olduğu orta kuşak, yaşamaya en elverişli yerdir. Bu nedenle dünya nüfusunun büyük bir kısmı burada yaşamaktadır. Bu durum aynı zamanda orta kuşakta üretim, dağıtım ve tüketim etkinliklerinin de fazla olmasına neden olmuştur.
Bir ülkenin üretim ve tüketim merkezlerine göre konumu da o ülkenin ekonomisini etkilemektedir. Örneğin sanayi bölgesi olan Avrupa ile enerji kaynaklarının fazla olduğu Orta Doğu arasında bulunması Türkiye’de dağıtım etkinliğinin fazla olmasına neden olmuştur (Harita 2.4).
b) Yer Şekilleri
Yer şekilleri üretim, dağıtım ve tüketim etkinliklerini doğrudan etkiler. Örneğin tarımsal üretim için geniş ve verimli alanlar gerekir. Bu tür yerler ise çoğunlukla ovalardır. Dağıtım, ulaşım sayesinde gerçekleştiği için ulaşıma elverişli olmayan yerler (Fotoğraf 2.41), aynı zamanda dağıtımı ve tüketimi olumsuz yönde etkilemektedir.
c) İklim
Tarım, hayvancılık, turizm vb. birçok etkinlik iklimden doğrudan etkilenmektedir. Bu nedenle iklime bağlı olarak bazı tarım ürünlerinin üretimi, belirli alanlarda yoğunlaşmıştır. Örneğin şeker kamışı, muz, kahve (Fotoğraf 2.42), kakao, ananas ve avokado gibi ürünler daha çok tropikal kuşakta yetiştirilir. Buna karşılık pirinç üretimi Güneydoğu Asya’da yoğunluk kazanmakta, buğday ise neredeyse bütün orta kuşakta yetiştirilmektedir.
İklim koşulları bazı sanayi kuruluşlarının kurulacağı yeri de etkilemektedir. Örneğin iklimden dolayı belirli alanlarda yetişebilen ve üretildikten sonra çabuk bozulan ürünleri işleyen fabrikalar, bu üretim alanlarına kurulmaktadır:
Ülkemizdeki çay ve şeker fabrikaları gibi.
İklim, ulaşımı etkilediği için dağıtım ve tüketimi de etkilemektedir. Kar yağışı, buzlanma, sis vb. olumsuz hava koşulları ulaşımı aksattığı için dağıtım ve tüketimi de azaltmaktadır.
İklim koşulları tüketimi de etkilemektedir. Bazı bölgelerde belirli ürünler yalnızca yılın belirli bir döneminde üretilebilmektedir. Bu tür yerlerde tüketim alışkanlıkları yıl içinde değişmektedir. Örneğin ülkemizde doğal koşullarda domates, biber, patlıcan, kavun ve karpuz gibi sebzelerin üretimi yaz döneminde gerçekleşir ve bu dönemde bu tür ürünlerin tüketimi artarken kış döneminde azalmaktadır. Bu mevsimler arasındaki sıcaklık farkı kullanılan giysi türlerini de etkilemektedir. Yazın daha çok ince, kışın ise kalın giysiler kullanılmaktadır.
ç- Bitki Örtüsü
Ekonomik etkinlikleri etkileyen etmenlerden biri de bitki örtüsüdür. Hayvancılık, birinci derecede bitki örtüsüne bağlıdır (Fotoğraf 2.43). Bu nedenle bitki örtüsü büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık ile arıcılık ve ipek böcekçiliği gibi etkinlikler üzerinde belirleyicidir.
Bitki örtüsü aynı zamanda sanayileşmeyi de etkilemektedir. Örneğin kâğıt fabrikaları, ham maddeden dolayı daha çok orman alanlarına yakın yerlerde kurulmaktadır.
Bitki örtüsü, bazen ekonomik etkinlikleri sınırlandırabilmektedir. Örneğin tropikal yağmur ormanları üretimi sınırlandırmakta, dağıtımı olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısıyla bu alanlarda üretim, dağıtım ve tüketim etkinliği azdır.
d- Su Kaynakları
Su, insanlar için temel ihtiyaçtır. Ayrıca tarımsal üretim, hayvancılık ve sanayi ürünleri üretimin de de su kaynakları önemli bir yere sahiptir. Su kaynaklarının yeterli olduğu yerler, aynı zamanda tarımsal üretim alanlarıdır. Su kaynaklarının sınırlı olduğu çöllerde ise tarım ve hayvancılık başta olmak üzere birçok ekonomik etkinlik gelişmemiştir. Örneğin çöl bölgesinde yer alan Mısır’a hayat veren, Nil Nehri’dir (Fotoğraf 2.44). Buradaki yaşam ve ekonomik etkinlikler de Nil kıyılarında gerçekleştirilmektedir.
Su kaynakları bazı sanayi kuruluşları için çok önemlidir. Soğutma amacıyla suya çok ihtiyaç duyan termik ve nükleer santraller ile demir çelik fabrikalarının kuruluş yeri belirlenirken su kaynaklarına yakınlık da göz önünde bulundurulmaktadır.
e- Jeolojik Yapı
Bölgelerin jeolojik yapısı, deprem ve volkanizma gibi bazı doğal afetleri etkilerken diğer yandan barındırdığı doğal zenginliklerle önemli üretim alanlarını oluşturmaktadır. Örneğin Rusya, Suudi Arabistan, ABD, Çin, Kuveyt, Venezuela ve Irak gibi petrol bakımından zengin ülkeler, bu enerji kaynağının üretim ve dağıtım merkezleridir (Fotoğraf 2.45).
Aynı şekilde doğal gaz bakımından zengin olan, Rusya Federasyonu, boru hatlarıyla neredeyse bütün Avrupa’ya dağıtım ağı oluşturmuş ve bu alanda Avrupa’yı enerji kaynağı yönünden bağımlı hâle getirmiştir. Bu durum elektrik enerjisi üretiminin %37’sini doğal gazdan karşılayan Türkiye için de geçerlidir.
Jeolojik yapısından dolayı petrol ve doğal gaz bakımından zengin olan ülkelerde bu ürünlerin ülke içindeki dağıtımı ve kullanımı daha fazladır.
Örneğin doğal gaz ve petrol bakımından zengin olan Türkmenistan’da bu ürünler vatandaşlara ücretsiz dağıtıldığı için bu ürünlerin dağıtım ve tüke timi fazla olmuştur. Son yıllarda bu ürünlerin ücretsiz dağıtımına sınırlama getirilmiştir. Buna rağmen Türkmenistan’da bu ürünlerin ülke içindeki dağıtım ve tüketimi, bu ürünler bakımından fakir ve gelişmekte olan ülkelere göre fazladır.