Yerleşmeler, kır ve şehir yerleşmeleri olmak üzere iki gruba ayrılır. Bu ayrımda uluslararası kesin bir standart yoktur. Çünkü bir ülkede köy olarak nitelendirilen bir yerleşme, başka bir ülkede şehir olarak nitelendirilebilmektedir.
Örneğin nüfusu yaklaşık 98 bin (2016) olan Ardahan ülkemizde şehir sayılırken, nüfusu 100.000’nin altında olduğu için böyle bir yerleşme Japonya’da kırsal yerleşme sayılmaktadır. Buna göre kır ve şehir yerleşmeleri, her ülkede farklı ölçütlere göre belirlenmektedir. Bu nedenle kır ve şehir yerleşmeleri incelenirken genel özellikleri üzerinde durulacaktır.
Şimdi kır ve şehir yerleşmelerinin başlıca özelliklerini inceleyelim.Kır ve şehir yerleşmeleri nüfus ve ekonomik etkinlik bakımından farklılık gösterir. Kır yerleşmelerin nüfusları azdır ve bu tür alanlarda insanlar geçimini doğrudan su ve topraktan kazanır.
Yani tarım (Fotoğraf 2.8), hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve maden çıkarma bu tür yerleşmelerin başlıca ekonomik etkinliğidir. Buna karşın şehirlerin büyük bir kısmında ticaret başta olmak üzere tarım dışı etkinlikler ön plandadır.

1. Kır Yerleşmeleri
Yeryüzündeki ilk yerleşmeler kır yerleşmeleriydi. Kır yerleşmeleri köy ve köy altı yerleşmelerinden oluşmaktadır. Köy altı yerleşmelerinin bir kısmı süreklidir. Örneğin çiftlikler, bu tür yerleşmelerdendir. Yayla ve bağ evi gibi bazı köy altı yerleşmeleri ise geçici yerleşmelerdir.
Kırsal yerleşmelerin kurulduğu yerler farklılık gösterir. Bazı köyler dağlık alanlarda yer alırken bazıları ovada, vadi tabanında ya da kıyı kesiminde yer alabilmektedir. Ayrıca köylerden bazılarında ön plana çıkmış bazı ekonomik etkinlikler de bulunmaktadır. Bazı köylerde ormancılık, bazılarında balıkçılık, bazılarında tarla veya bahçe tarımı ön planda olabilmektedir.
Yerleşim birimlerinde, meskenler arasındaki uzaklık, yerleşmenin dokusunu oluşturmaktadır. Bazı yerlerde yerleşmeler seyrek, bazı yerlerde ise sıktır.
Yerleşme yerlerinin bazılarında meskenler arasındaki uzaklık fazladır. Bu tür yerleşmelere dağınık yerleşme denir. Dağınık yerleşmelerden bazılarında meskenler arasındaki uzaklık bir iki km’yi bulmaktadır ve meskenler araziye tek tek ya da birkaç meskenden oluşan kümeler hâlinde dağılmıştır. Bu tür yerlerin en önemli özelliği su sorununun bulunmamasıdır. Su kaynaklarının fazla olması, meskenlerin dağınık (Fotoğraf 2.9) olmasına olanak tanımaktadır.

Dağınık yerleşmelerden bazılarında yer şekilleri engebeli ve tarım alanı dağınıktır. Bu nedenle meskenler, tarım alanına yakın yere yapılmaktadır.
Dağınık yerleşmelerden bazılarında ise büyük çiftlikler bulunmaktadır. Bu büyük çiftlikler arasındaki uzaklığın fazla olması, dağınık yerleşme nin gelişmesine neden olmuştur. ABD, Avustralya ve İngiltere’de bu tür yerleşmeler yaygındır.
Bazı yerleşmelerde meskenler arasındaki mesafe çok azdır (Fotoğraf 2.10) ve bazı yerlerde ise meskenler bitişiktir. Toplu yerleşme olarak tanımlanan bu tür alanlarda çoğunlukla su kaynakları sınırlıdır ve yerleşme, suya yakın yere kurulmuştur.

Yerleşme tipleri ise dairesel, çizgisel ve yıldız şeklinde olabilmektedir.
Dairesel yerleşmelerde meskenler, genellikle bir meydanın etrafını saracak şekilde yapılmıştır. Bu tür yerleşmelere daha çok düzlüklerde rastlanır.
Çizgisel yerleşmeler, deniz kıyısı, akarsu boyu (Fotoğraf 2.11) ya da bir yol boyunca uzanan yerleşmelerdir.

Birkaç yolun kavşak noktasında bulunan yerleşmelerde meskenler, yol kenarlarına kurulduğu ve yola paralel uzandığı için, bu tür yerleşmelerin şekli yıldıza benzetilmektedir.
Meskenlerin yapımında kullanılan malzemeler, daha çok yörenin coğrafi özelliklerinin izlerini taşır. Örneğin ormanların geniş yer kapladığı alanlarda meskenlerin yapımında daha çok ahşap kullanılır (Fotoğraf 2.12).

Meskenlerden bazılarının yapımında kerpiç kullanılır (Fotoğraf 2.13). Toprağın çamur hâline getirilerek kalıplara dökülüp kurutulmasıyla elde edilen kerpiçler, meskenlerin duvarlarının yapımında kullanılır. Ormanların sınırlı olduğu kurak ve yarı kurak bölgelerde kerpiç yapılar yaygındır. Kuzey Afrika ve İran’da bu tür yapılara yaygın olarak rastlanır.

Meskenlerin yapımında kullanılan malzemelerden biri de taştır (Fotoğraf 2.14). Arazinin yapısına göre bazı yerlerde taşlar fazladır. Bu tür yerlerde taşlar olduğu gibi harçla tutturularak duvar örülebildiği gibi taşlar, işlenerek de kullanılabilmektedir. Taş meskenlere daha çok dağlık bölgelerde rastlanmaktadır. Örneğin Alpler’de ve Himalayalar’da bu tür meskenlere yaygın olarak rastlanmaktadır.

Günümüzde yerleşim birimlerinin bir kısmında betonarme meskenler yaygınlaşmış durumdadır.
Meskenlerden bazıları çatılı, bazıları da düz dam şeklindedir. Fazla yağış alan yerlerdeki meskenler çatılı iken taş ve kerpiç meskenler çoğunlukla düz damlıdır. Kar yağışlarının fazla olduğu İskandinav ülkelerinde ise meskenlerin çatı eğimi fazladır.
2. Şehir Yerleşmeleri
Şehir yerleşmelerinin nüfusları fazladır ve şehirlerdeki ekonomik etkinlikler daha çok hizmet ve imalat etkinliklerine dayalıdır. Buna göre şehirleri nüfuslarına ve ekonomik etkinliklerine göre sınıflandırabiliriz.
Şehirler nüfuslarına göre küçük, orta büyüklükteki, büyük ve metropoliten şehirler olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Metropoliten şehirlerin nüfusu bir milyondan fazladır. Örneğin New York (Nev York) bir metropoliten şehirdir (Fotoğraf 2.15).

Şehirler ön plana çıkan ekonomik etkinliklerine göre tarım, sanayi, madencilik, turizm, liman, dinî, idari ve kültür şehri gibi nitelemelerle tanımlanmaktadır.
Tarım şehirlerinde tarımsal üretim ve tarım ürünlerini işleyen iş kolları ön plandadır. Örneğin İran’ın Rey şehrinde temel geçim kaynağı tarımdır.
Sanayi şehirlerinde ön plana çıkan ekonomik etkinlik sanayi faaliyetleridir. Bu tür şehirler, Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya çıkmış ve hızla yayılmıştır. Örneğin Tokyo, bir sanayi şehridir.
Bazı şehirlerin gelişmesinde o yerin yakınında çıkan madenler etkili olmaktadır. Örneğin ABD’de yer alan Bisbee (Bısbi) şehri (Fotoğraf 2.16) bakır, altın ve gümüş madenlerine yakın bir yerde kurulmuş ve madenciliğe bağlı olarak gelişmiştir.

Bazı şehirlerin gelişmesinde o şehirde bulunan limanın etkisi fazladır. Örneğin Shanghai (Şanghay, Çin) şehrinin gelişmesinde bu şehirdeki limanın (Fotoğraf 2.17) etkisi büyük olmuştur. Bu liman, günümüzde yeryüzünün en işlek limanlarından biridir.

Bazı şehirlerin gelişmesinde o şehrin dinî özelliği ön plandadır. Örneğin kutsal mekânların bulunduğu Mekke, Medine, Kudüs (Fotoğraf 2.18) ve Roma dinî şehirlerdendir.

Şehirlerin gelişmesinde bazen turizm faaliyeti etkili olmaktadır. Turistik değere sahip olan yerlere hizmet vermek için kurulan dinlenme ve eğlence yerleri ile alışveriş merkezleri, bu tür şehirlerin gelişmesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Örneğin Dubai (Birleşik Arap Emirlikleri), (Fotoğraf 2.19) bu tür şehirlerdendir.

Şehirlerden bazıları idari yapısından dolayı gelişmiştir. Ülkelerin başkentlerinin büyük bir kısmının gelişmesinde idari birimlerin o şehirde olması etkili olmaktadır. Örneğin Kahire, Bağdat, Londra ve Viyana gibi.
Bazı şehirlerin gelişmesinde o şehirde bulunan okullar ve kültürel faaliyetler etkili olmaktadır. Örneğin Birleşik Krallık’ın Oxford (Oksford) (Fotoğraf 2.20) şehrinde bulunan Oxford Üniversitesinin, bu şehrin gelişimine önemli katkıları olmuştur.
