Türkiye’de yerleşmelerin dağılışına doğal etmenlerin yanı sıra beşerî etmenlerin de etkisi vardır. Bunların başlıcaları tarihî nedenler, tarım, sanayileşme, madencilik, ulaşım ve turizmdir.
Ülkemizde ilk yerleşmeler Neolitik Dönem’de başlamış, sonraki süreçte de yeni yerleşmeler kurulmuştur. Bu nedenle günümüzdeki yerleşmelerin bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti’nden önce kurulmuştur. Örneğin Selçuklulara başkentlik yapmış olan Konya, önemini o dönemden günümüze kadar korumuştur. Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış olan Bursa, Edirne (Fotoğraf 2.28) ve İstanbul günümüzde de önemli yerleşim birimleridir.

Türkiye’de yerleşmelerin dağılışında tarım koşullarının önemi büyüktür. Çünkü tarım, ülkemizdeki en eski ekonomik etkinliktir. Bu nedenle tarih boyunca insanlar, daha çok tarıma elverişli yerlere yerleşmişlerdir. Örneğin Çukurova, Büyük Menderes Ovası (Fotoğraf 2.29), Bafra Ovası ve Adapazarı Ovası, yerleşmelerin yoğun olduğu alanlardandır.

Türkiye’de sanayileşme süreci 1950’lerden sonra hızlanmıştır. Diğer ekonomik etkinliklere göre ülkemizdeki tarihçesi daha kısa olduğu hâlde sanayileşme, ülkemizde yerleşmelerin dağılımında önemli bir yere sahiptir. Sanayileşme sayesinde ülkemizdeki birçok yerleşim birimi hızla büyümüştür. İstanbul, İzmir, Ankara ve Kocaeli, sanayileşme sayesinde büyümüş şehirlerin başlıcalarıdır.
Ülkemizdeki bazı köyler, yakın çevrelerinde bulunan madenlerden dolayı büyümüş ve şehir hâline gelmiştir. Bu şehirlere Zonguldak (Fotoğraf 2.30) ve Batman’ı örnek olarak verebiliriz.

Türkiye’de turizmin gelişmesi yakın zamanda gerçekleşmiştir. Gelişimi kısa zamanda gerçekleştiği hâlde turizm etkinliği de ülkemizde yerleşmeyi etkilemektedir. Örneğin Alanya, Kaş, Bodrum ve Marmaris (Fotoğraf 2.31) gibi şehirlerin büyümesinde turizmin etkisi fazladır. Turizm, bir yandan mevcut şehirlerin büyümesine etkide bulunurken diğer yandan da yazlık, tatil köyü vb. adlarla tanımlanan yeni yerleşmelerin kurulmasına etkide bulunmuştur.

Ulaşım da Türkiye’de yerleşmelerin dağılışını etkileyen faktörlerdendir. Kırklareli çevresi gibi ana yollardan uzak olan yerlerde yerleşim birimleri az iken ana yolların geçtiği veya belirli yolların kavşak noktasında bulunan yerlerde yerleşmeler daha fazladır. Örneğin ana yolların geçtiği İstanbul ile İzmit arası âdeta yerleşim birimleriyle dolmuş durumdadır (Fotoğraf 2.32).
