Dünya’nın Tektonik Yapısı

Uzunca bir süre insanlar, yer kabuğunun tek parça hâlinde ve sabit olduğunu düşünmüşlerdir. Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonucunda yer kabuğunun tek parça hâlinde olmadığı, yapboz gibi birbirine geçmiş parçalardan oluştuğu sonucuna varılmıştır.

Bu parçalar; kıtasal, okyanusal ve kıtasal-okyanusal kabuk olarak adlandırılmaktadır. Karalarda ve okyanus tabanlarında devam eden yer kabuğu parçalarına levha adı verilmektedir.

Günümüzde yer kabuğundaki hareketler levha tektoniği adı verilen bir teoriyle açıklanmaktadır. Bu teoriye göre yer kabuğunu hareket ettiren etmen yerin iç kısımlarındaki hareketlerdir.

Mantonun alt kısımlarındaki sıcaklığın 5000°C civarında olduğunu hatırlayalım. Bu yüksek sıcaklıktan dolayı ergimiş hâldeki maddeler hafifleyerek yükselmekte, üst kısımlarda ise soğuyarak aşağılara doğru inmektedir. Buna göre mantoda dönme dolapların hareketine benzer hareketler görülmektedir. İşte mantodaki bu hareketlere konveksiyonel akımlar denir (Şekil 1.3).

Şekil 1.3 Konveksiyonel akımlar
Şekil 1.3 Konveksiyonel akımlar

Konveksiyonel akımlardan dolayı yer kabuğu da hareket etmektedir. Yer kabuğunun hareketi yaklaşma, uzaklaşma ve yan yana yer değiştirme şeklindedir. Levhaların karşılaştığı yerlerde, ağırlığı fazla olan kabuk, daha hafif olan kabuğun altına dalmaktadır. Kıtaların ayrıldığı yerde, yarıntılardan çıkan magma, yükselerek soğumaktadır.

Buna göre mantodaki hareketlere bağlı olarak yer kabuğu da hareket etmekte, yeryüzü sürekli değişmektedir. Yer kabuğundaki hareketler, yılda cm’lerle ifade edilecek kadar yavaş gerçekleştiği için insanlar bu hareketi hissetmemektedirler. Yer kabuğu hareketi sonucu gerçekleşen kırılma, kıvrılma, yükselme ve çökme gibi olayların tamamı tektonik hareketler olarak adlandırılır.

Levha tektoniği teorisine göre karalar, günümüzden yaklaşık 250 milyon yıl önce Pangea (Panje) adı verilen tek parça hâlindeydi (Şekil 1.4). Bu kıtayı çevreleyen okyanus ise Panthalassa (Pıntalasa) olarak adlandırılmaktadır. Pangeanın zamanla birbirinden uzaklaşması sonucunda kuzeyde Laurasia (Loreja) ve güneyde Gondwanaland (Gondvanlınd) adında iki kıta meydana geldi. Bu iki kıta arasındaki deniz ise Tethys (Tetis) olarak adlandırılmaktadır.

Şekil 1.4 (1)

Şekil 1.4 Yer kabuğunu oluşturan levhaların yer değiştirmesi (www.world-map-interactive.info)

Levhaların hareketlerinin devam etmesine bağlı olarak bu kara kütleleri de çeşitli parçalara ayrıldı. Zamanla günümüzdeki karalar, okyanuslar ve denizler ortaya çıktı. Bu hareket günümüzde de devam ettiğine göre gelecekte kara ve denizlerin dağılışı ile bunların yerleri değişecektir.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Kıtaların Birbirinden Ayrılmasının Kanıtları

  1. Kıta kenarları birbirine uyumludur (Örneğin Güney Amerika ve Afrika).
  2. Benzer yaşlı kaya grupları, bugün farklı konumlarda olan kıtalarda bir bütünün parçaları şeklinde yer almıştır.
  3. Yaşlı buzul kayaları (tillitler) günümüzde farklı konumlarda bulunan kıtalarda görülmektedir. Kıtaların bugünkü konumlarında bulunmaları hâlinde, bu buzul kayalarının oluşumu mümkün olamazdı.
  4. Benzer tortul tabakalar günümüzde farklı konumlarda bulunan kıtalarda yer almaktadır. Bu benzerlikler, kıtaların eskiden birlikte olduğunu göstermektedir.
  5. Benzer sürüngen türlerinin fosillerinin farklı kıtalarda bulunması, özellikle sürüngenlerin, kıtaların birinden diğerine geçmeleri söz konusu olamayacağına göre kıtalar hareket etmiş olmalıdır.
  6. Kıtalarda yer alan benzer yaşlı volkanik kayalarda gerçekleştirilen çalışmalar, farklı kıtalarda farklı manyetik kutupların varlığını ortaya çıkarmıştır. Her kıta için ayrı bir manyetik kutup olamaz! Buna göre kıtalar bir dönem bir arada bulunmaktaydı.

(http://yunus.hacettepe.edu.tr)

Yorum yapın