Göçün Mekânsal Etkileri

Göçün ortaya çıkardığı sorunları iki ana gruba ayırabiliriz: Bunlardan birincisi göç gönderen, diğeri ise göç alan yerdeki değişimlerdir. Göç veren yerde nüfusun azalması başlıca sorunlardandır.

Özellikle üretici gücü oluşturan genç nüfusun kaybedilmesi, göç veren yerde üretimin azalmasına neden olmaktadır. Göç veren yerde nüfusun azalmasına bağlı olarak bazı meskenler boş kalmakta, bunlardan bazıları bakımsızlıktan yıkılmaktadır (Fotoğraf 2.38). Ülkemizde çoğunlukla yaşlıların kaldığı, mesken sayısının ve nüfusun hızla azaldığı kırsal yerleşim birimlerinin sayısı oldukça fazladır.

Fotoğraf 2.38 Göçler bazen köylerin ıssız kalmasına neden olur.
Fotoğraf 2.38 Göçler bazen köylerin ıssız kalmasına neden olur.

Göç veren yerlerde nüfusun azalmasına bağlı olarak bazen okullar ve sağlık ocakları kapatılmakta,   bu durum o yerleşim birimlerinde yaşamaya devam edenler için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu tür alanlara yönelik yatırımların azalması da göç veren yerlerde karşımıza çıkan sorunlardan biridir.

Göç alan yerlerde yaşanan olgulardan biri gecekondulaşmadır. Bu durum plansız kentleşmeye neden olmakta, gecekondu alanlarında alt yapı ve çevre sorunları ortaya çıkarabilmekte, bazen salgın hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Hızlı gecekondulaşma sosyal tesislerin ve eğitim kurumlarının yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyük şehirlerimizde meydana gelen gecekondulaşma önemli sorunlardan biridir (Fotoğraf 2.39).

Fotoğraf 2.39 Göçün sonuçlarından biri de gecekondulaşmadır.
Fotoğraf 2.39 Göçün sonuçlarından biri de gecekondulaşmadır.

Göç sonucu nüfusu hızlı bir şekilde artan şehirlerde eğitim ve sağlık kuruluşları yetersiz kalabilmekte, kapasitenin üzerinde biriken nüfusun bir kısmı işsiz kalabilmektedir.

Göç sonucu şehirlerin alanı kısa bir süre içinde genişlemekte, çevrede yeni yerleşmeler kurulmaktadır. Bu nedenle bazen yerleşmeye elverişli olmayan alanlar yerleşmeye açılmakta, bazen doğal bitki örtüsü tahrip edilmektedir. Şehrin büyümesine bağlı olarak eskiden şehir dışında olan fabrikalar şehrin içinde kalabilmekte ve bu da çevre sorunlarına neden olmaktadır. Örneğin Ankara’da şeker fabrikası kurulduğu zaman şehrin dışında iken günümüzde şehrin içinde kalmıştır.

Göç sonucu göç alan yerlerde nüfus hızla artmaktadır. Nüfus artışına bağlı olarak araç sayısı artmakta, bu durum trafik sorununa ve hava kirliliğine neden olmaktadır. Örneğin İstanbul, İzmit, Ankara ve İzmir gibi şehirlerimizde trafik önemli bir sorundur ve insanların zamanının önemli bir kısmı trafikte geçmektedir. Trafiğin yanı sıra kış döneminde fosil yakıt tüketiminin de artmasına bağlı olarak bu tür büyük şehirlerimizde hava kirliliği yaşanmaktadır.

Göç sonucu hızla büyüyen şehirlerde atık miktarı fazlalaşmakta, elverişli olmayan alanlara atılan çöp miktarı artmakta, ses ve ışık kirliliği yaşanmaktadır. Bu durum büyük şehirlerimizde önemli çevre sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır (Fotoğraf 2.40).

Göç edenler, geldikleri yerlere yaşadıkları yerlerin kültürünü de taşımaktadırlar. Böylece birçok kültür bir araya gelmekte ve bu kültürler arasında etkileşim gerçekleşmektedir. Örneğin ülkemizde İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde göçlerden dolayı zengin bir kültürel çeşitlilik ortaya çıkmıştır.

Fotoğraf 2.40 Göçün sonuçlarından biri çevre kirliliğidir.
Fotoğraf 2.40 Göçün sonuçlarından biri çevre kirliliğidir.

Yorum yapın